13 Haziran 2007 Çarşamba

Dorothy ve Yapı(söküm)cü Çete [ArşivOxy]

Dünya Joker'in dev gülümsemesinden ibaret. Yaşam dudak ve burun kıvrımlarından inip çıkmak. Mücadele kırık dişlerin arasından atlamaya çalışmak. Neden? Adam gülümsüyor oysa?

Doroty, gerçek saman adam, teneke adam ve aslanla tanıştı. Çevresinde dolaştığı fakat filtreler nedeniyle ilerisini göremediği saydam bir kapıya yaklaşıp zili çaldı. Kapıyı teneke adam açtı.

Teneke adamın içi peynirle doluydu. Paslanmıyordu.

Saman adam bütün samanları derliyordu. Saman adamın içi peynirle doluydu.

Aslan, Doroty'nin sırtını sıvazladı. Aslan'ın içi peynirle doluydu.


Bir doğum gerçekleşti. Dünyaya başından beri içinden çıkmadığı bir zarla gelmiş, ve onun içinde büyümüş olduğunu “gördü”. Zar yırtıldı. Nefes almaya çalıştı. İlk adımı atmak için hamle yaparken, daha önce hiç adım atmadığını “fark etti” Doroty. Nasıl kullanacağını bildiğini zannettiği gözleri beyne anlamları iletemiyordu. Beyin anlamdan bağımsız kurgulara girişmişti. Doroty ellerine bakıyordu. Doğum gerçekleşti.

Önce çarlinin meleklerini andıran özel tim, kapıyı elinde içinde çikolatadan bir cop bulunan pizza kutusuyla kapıyı çaldı, ardından Avanak Avni sıkıştığı dergiden fırlayıp"biziz abi, ne vardı" diye kapıyı açtı. Yapısökümcü Aslan ve Teneke adam Doroty'yi konuşturmak istediler. Dorothy "Enola Gay"a dönüşmüştü.

İçinde bulundukları odanın ve içindekilerin aslında projektörden yansıtılan bir görüntü olduğunu duyumsadı..Fakat beyaz bir perdeye değil, dans eden zenci bir kadının vücuduna yansıtılıyordu görüntü. Otantik kokularla yağlanan vücudu parıltılar içinde Fransız bir kadın bu. Ayağındaki halhal göz alıyor.

Doroty Joker’in kahkahasını duydu. Hoşbulmuştu.


Olasılıkların ve maddenin özündeki fikirlerin kendisi için hazırladığı birleşime minnet duygusu hissediyordu. Kendisine minnet hissediyordu.. Yaratıma gücünün farkında olmayan Tanrı, Tanrı sayılır mı? Yaratım gücünü alkışladı.

Drakula -sadece fikir ile- maddeye sahip olmazken dahi bedene kavuşmak için olasılıkları lehine kullanmayı başarabiliyor, Köstebeğin kanının damlama gerçekliğini yaratabiliyorsa, her gün yüzlerce fikir üretebilen insan-tanrı’nın yaratabileceklerinin sınırı için dünya yetmez, diye düşünüyordu Doroty. Aslan kahkaha atıyordu.


Suç olmazsa düzenleyici olmaz…?? Ya Batman olmazsa, ortada koruyacak bir şey kalmazsa suç kalır mı? “Düzen” aslında “korunduğu” için mi yıkmaya çalışanlar var? Suç kelimesi sözlükten çıkarılırsa…


Doroty’nin daha önce işitme görevini yerine getirmeyen kulaklarına, çok içten bir adamın duygu dolu sesi geliyor. Yumuşak bir yağmur, ya da ağlamaktan ıslanmış. Sadece ıslak bir çağrışım. Duyguları gerçek. Bu Özcan Deniz. Doroty adamın yanında, o ağlarken başını dizlerine koyuyor. Doroty ilk defa “duyuyor” olduğu fark etti.


Peynir.

Doroty’nin içi peynirleşmeye başlamıştı.

Ve o anda, Doroty topuklarını birbirine vurdu. Sonra tekrar, ve bir kez daha. Gözlerini kapattı.

Tekrar açtığında eski dünyasında olmadığını anladı. Şaşkınlık?

Ve o anda Doroty ayakkabılarını fark etti.

Ayakkabıları artık Kırmızı değildi.

Doroty, hoş bulduJ


Hiç yorum yok: