22 Aralık 2011 Perşembe

Zihinsel Sürtüşmeler 02.12.2011

Bazen ne yapacağını bilmediği için kaybolduğunu zanneder ya insan.. Verimli topraklarda koşabilmek varken at gözlüğü takıp önceden sürülmüş rotayı takip etmeye çalışır gibi.
Bir kadını asla mutlu edemeyeceğini bilen bir erkeğin yapış yapış sarılışlarının ardında nasıl bir koruma mesafesi varsa, o mesafe kadar  nefret büyür kadının asla dolmayan boşluğunda.
Kelimelerimden korkan bir kadınım, zihnimin kilitli dehlizlerinde mürekkep zincirlerle bağladığım ejderhaları serbest bırakacak, diye.  Ne şanslıyım ki her seferinde farklı şekilde yaşadığım lanetimin rengini seçebiliyorum. Bu defa belirsizlik oldu seçimim. Seçme ve seçilme hakkımı doğarken lanetlemişim.
Karşısındaki kadın kendisine fazla geldiğinde ona eksik hissettiren erkekleri lanetliyorum.  Küçük olup, toy olup kadının doğası gereği ilgilenmesi kolay olanlardan mı; yoksa büyük, akıllı olgun ve muhteşem davranan yalancılardan yana mı yakacağız yok oluş ateşimizi? Külleri savurup bok kokan Ganj Nehrine karşı, temiz bir Anka olarak doğmayı mı umacağız; can çekişen solucan kıvamındaki umudu gagamızda ezerken?
"Modern zamanlarda aşk yorulmuş mudur?" diye dansederken karnımıza giren ağrıyı, yuttuğumuz solucanın boğazına tıkanan "erdem safsatası"yla bağdaştıramayacak kadar midesizleşmişken, kuantum antidepresanıyla gözlerimizi kapatıyoruz kendi asitimizde eriyişimize.
Eskiden iştahla her uzanana şifa veren masumiyet incileri, şimdi yalnızca zehirli bir kara büyü.

Lanetimin rengi belirsizlik, kokusu Ganj, tadı büyü...

6 Aralık 2011 Salı

Fotoğrafçılık İnsanın Tanrıcılık Oyunudur



Sabaha karşı dünyaya gelen yeni bir dünyanın, küçücük bir çerçeveden birinci şahidiyim. 
Zihnimden görüntüler silinmez de, herkese göstermek, anlatmak ihtiyacıyla dolu dolu, elimde fotoğraf makinesi; Tanrıcılık oynuyorum. 
Tanrı benim durduğum yerde durmuş mudur? Benim gözümle görmüş müdür? 
Belki evet, belki hayır. 
Bunu riske atamam.
Tüm alkışı ona bırakamam.

5 Aralık 2011 Pazartesi

Sucker Punch ♥♥♥♥♡ 4,3 / 5



"Severek yaşadığımız hayatımızı onurlandıran kimdir? O canavarları bize öldürmemiz için gönderen ve aynı zamanda asla ölmeyeceğimizi işaret eden kimdir? Neyin gerçek olduğunu ve yalanlara gülüp geçmeyi öğreten kimdir? Neden yaşadığımıza ve neyin uğruna canımızı vereceğimize karar veren kimdir? Bizi zincire vuran ve özgürlüğümüzü sağlayacak anahtarı elinden tutan kimdir? Sensin! İhtiyacın olan tüm silahlara sahipsin. Haydi savaş! "

Gerçekliğin soğuk duvarlarıyla başetmek için katman katman hayaller kuruyor ve soğuk suratlar için canavarlar yaratıyoruz. Sıcak gülümsemeler için güneşli gezegenler yarattığımız gibi. Belki kaçışın bir parçasıdır, alışamadığımız halde içine doğduğumuz dünyaya uyum sağlıyormuş gibi görünmek.

Kendi zihinlerimizin gerçeklik hapisanesinden kaçış, yine ellerimizle ördüğümüz duvarları yıkarak mümkün olacak.
Film, 3 katmanda kendini özgür bırakan Babydoll'un fantastik maceralarını anlatan muhteşem bir film.
Hayatın kendisi de fantastik, algılamak istediğimiz kadar..


Imdb puanı 6.3/10
Benim puan 4.3/5


Not: Senaryo ve Yönetmen koltuğunda Zack Snyder var, mutlaka izlenir.
Not2: Inception buradaki katmanlara göre halt etmiş :)

1 Aralık 2011 Perşembe

Ölümsüzler (Immortals) ♥♥♥♥♡ 4/5

Son zamanlarda izlediğim 3d teknolojisini en iyi yansıtan film, diyerek  sonuç kısmını girişte vereyim.

Antik Yunan atmosferi..Tanrıların şekil değiştirerek ortalarda dolaştığı, fakat  kadim zamanlarda Titanlar'ın yakalanıp binlerce yıl sürecek esaretinin başlamasıyla; Tanrıların da bir kural olarak insanların hayatlarına ve seçimlerine müdahale etmemeleri.. Kral Hyperion'un Tanrılar'a başkaldırışı; Titanlar'ı serbest bırakmak için efsanevi Epirüs yayını ele geçirmeye çalışması.
Bir de kahraman lazım bu filme, yağız delikanlımız insan Theseus'un insan ötesi kahramanlığı.

Görsel olarak rengarenk, eğlenceli ve doyurucu. Görüntü yönetmeni çok iyi çalışmış. Pek çok sahnede rastgele durdur tuşuna bassanız bile, kadraja çok iyi konumlanmış bir sahneyle karşılaşıyorsunuz. Beni çok etkiledi bu nokta. Özellikle 300 Spartalı'nın yapımcıları'ndan çıkmış olmasının etkilerini daha bir görüyoruz. Ayrıca; 3D filmlerde genellikle alıştığımız ilk ve son 10dk çok ileri boyutlarda olan boyut etkisi, bu filmde bütün film boyunca performansını büyük ölçüde koruyor. Bu nedenle izlemek şölene dönüşüyor.
Konunun işlenişi biraz hafif kalmış; özellikle Zeus'un çocuklarlarıyla olan sahneleri. Zeus'un derinliği yeteri kadar iyi işlenememiş. Ya da Athena'nın, Ares'in konuşmaları ve tedirginlikleri havada kalmış.
Oyunculuk olarak da çok muhteşem değil.

Fakat izlenmeye değer mi, değer. Mümkünse 3d. Tüm heyecan orada.

Dolayısıyla puanım 4/5


Sevgiler