5 Ağustos 2008 Salı

Pagan Düğünü [Bölüm 2]

Davetliler ilk kadehlerini bitirmişler, gözleriyle organizasyonda bir hareketlenme arıyorlardı ki mevsimin en tatlı turuncu ve beyaz açelyalarından örülmüş çiçek geçidinin başında göründü Gratchella. Karlar kadar beyazdı teni, saçları açık kumral, yer yer gümüş sarıydı. Başının yanlarından incelikle tutturulmuş papatya tacı, hafif dalgalı saçların bir parçası gibi duruyor, narin yapılı bukleler yaprakların yanından dökülüyordu. Sarı yaldızlı bir kuşak vardı hem belinde, hem de aynı yaldızlı parıltıdan boynunda.

Parlayan gözlerini iri iri açarak çiçek-kapıdan geçti, pembe gülümsemesiyle herkesi büyüleyerek birkaç saniye etrafa baktı. Buna inanamıyordu, bu mutluluğa, bu doğaya şükran ayinine dönüşen kutlamaya inanamıyordu. Her şey hayalindeki gibiydi, her şey rüyasında gördüğü gibi. Parça parça gördüğü rüyalardaki sembolleri birleştirmek düşmüştü ona sadece. İnsanların gördüklerinden heyecanlanmayı seçmediği detaylardan ilham almış, bu muhteşem kutlamayı yaratmıştı. “Tam olması gerektiği gibi..” diye düşündü. Bu onun hayal gücü değil, doğanın olması gerekeni ona gönderdiği ve onun da doğru okuyup uyguladığı şekliydi. Taşları doğru şekilde resme yerleştirmiş, gerisini doğa halletmişti. Şükretmeliydi.

Yanında ruhunun diğer yarısı, el ele tutuşarak ve davetlileri selamlayarak çakıl taşlarıyla döşenmiş yolda birkaç adım attılar.. Bu onların yeni hayatlarına attıkları ilk adımdı. Mesafesi küçük, anlamı büyük. İnsanlar sessizleşmiş, yeryüzünde bir tanrı ve tanrıça görmüşçesine büyülenmişlerdi. Bir bütündü manzara, bir bütündü elbisesinin tülleri. Gelinlik kavramı kendisini çoktan zarif beyaz dantelli ipek varaklı elbiseye bırakmıştı. Derisi olmuştu parıltılar, saçları olmuştu papatyalar. Doğanın kendisi olmuştu Gratchella. Büyük aşkla sevgilisinin gözlerine kaydırdı gözlerini.

Hiçbir şeyden etkilenmeyen bir tek çocuklar vardı. Koşarak çığlık çığlığa oyunlarına devam ediyorlardı. Gelini gördüklerinde kimsenin nefes almaya dahi cesaret etmeden manzarayı sindirmeye çalıştığı o sessiz anlarda kalabalığı kahkahalarıyla yarıp gelinle damatın yanına geldiler. Bir kız çocuğu, büyük ihtimalle oyunda kovalanan kurbandı, koşarak gülümseyen sevgi yumağının kucağına zıpladı ve boynuna sıkıca sarıldı. Gratchella yumuşakça sardı çocuğu, diğer çocuklar çoktan etrafında dört dönmeye başlamışlar, kısa boylarına içerlemeye başlamışlardı. Ufak bir şoktan sonra herkes gevşedi ve alkışlamaya başladılar. Asil arp müzisyeni kaldığı yerden çalmaya devam etti.

Hiç yorum yok: