2 Mart 2008 Pazar



3 aydır sağlıkla ilgili sıkıntılar çekiyorum. Fakat doktor gücünü o kadar yadsıyorum ki, çılgın gibi kendi kendimi iyileştirebileceğime odaklanıp, kendime farazi enerjiler veriyorum. Aslında insana kendisini iyi hissettiriyor fakat "acaba olacak mı olmayacak mı" kuşkusu, işe yarayacak bile olsa iyileştirici enerjiyi alıp götürüyor.




Tanıdığım çok güçlü biri var. Hayranlık duyuyorum, vücudundaki bütün ağrılar için "amaaaaan" deyip şen bir kahkaha patlatıyor!




Doktora direncim biraz kırıldı, ilaçları yutmaya başladım. Çakıl çikolata gibi :) Avuç avuç..


---


Kaplumbağalarımı ve onlara olan düşkünlüğümü cümle alem bilir. İşyerinde her gün güneş alabilirlerken, ben ayrılıp zamanımı evde geçirmeye başladığımdan beri çok da aydınlık sayılmayan odamda benimle birlikte ikamet ediyorlar. Doğal olarak, normalde her gün kendileriyle sohbet ederken artık pek edemiyorum, çünkü salonda yaşıyorum resmen. Hal böyle olunca bazen yem vermeyi unuttuğum oluyor.
Geçen gece çok fena rüyalar görüdm, kaplumbağalarımın olduğu. 3 tane akvaryumum varmış, içinde çil çil kaplumbağalar ölüyor. Acısını anlatamam, dayanamıyorum. Öyle stresle uyanıyorum ki rüyadan, gerçek sanıyorum.
Uyandığımda çok ciddi oturup düşündüm. Yemlerini 2 gündür vermiyordum. Ağızları yok, dilleri yok benimle nasıl iletişime geçecekler?
Kaplumbağaların kertenkeleler gibi mistik canlılar olduğunu düşünüyorum. Benimle bir şekilde telepati yoluyla iletişime geçiyorlar ve ortada bir sıkıntı olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Hatırlıyorum, ne zaman sularını değiştirmesem, onları ihmal etsem bu tarz rüyalar görüyorum.

Ben bu yazıyı yazarken üst kattaki işyerinden komik komik kadın sesi geldi. Ablam çok gaza gelmiş olmalı, oysa saat daha 17:52


2 yorum:

Adsız dedi ki...

kaplumbağalarını düşündüğün kadar beni de düşünsene kuzusu..

Adsız dedi ki...

Hep aklımdasınız canım mamim..Hiç çıkmıyorsunuz ki :)