21 Ocak 2008 Pazartesi

Tanrı'nın Senaryosu Heroes

Evrim.. Hastasıyız. Hem canavarlar, hem mutanlar, hem de her geçen gün yeni özelliklerini keşfettiğim yeni canlı türleri geliştiriyor, insan başlığı altında. İlginç olan, aslında kendi sonunu hazırladığı.
Heroes'un 2. sezonunu geçen sezondan daha az bir heyecanla izlemeyi sürdürüyorum. Geçen sezonda NewYork'un patlamasını ve milyonlarca insanın ölmesini durdurabilmişler, "kahramanlar" olmuşlardı. Üstelik geleceği resmedebilen ve çizdiği bütün tablolar gerçek olan Isaac Mendez patlamayı da resmettiği halde.
Bu noktada sevgili Hiro'nun birinci sezonda aşık olduğu bir kızı kurtarmak için geçmişe gittiği bölüm geliyor aklıma. Hiro kızın çalıştığı yere gidip kızın katillerce öldürülmesini, onu o anda orada kurtarak engellemişti. Fakat bu defa kızcağız beyin tümöründen ölmüştü. Hiro kaç defa kızı kurtardıysa da, "kader"in, yani o insanın ölme gerçeğinin önüne geçememişti. Peki. Bu sezonda ise, Hiro'nun babası Kaito Nakamura, intikam almak için şirket kurucularını teker teker öldüren Adam tarafından, binanın üst katından itilerek öldürülüyor. Hiro yine hüzünle o zamana dönüyor ve babayı kurtarmak istiyor. Baba, oğluyla yaptığı anlamlı konuşmanın sonunda eğer ölme zamanı geldiyse ölmesi gerekir düsturundan ölümüne engel olmamasını istiyor ve Hiro babayı ölüm zamanına geri götürüp ölmesine müdahale etmiyor. Bu da peki.
O zaman ilk sorum şu: NewYork'un patlamasıyla ölmesi gereken milyonlarca insanın yaşamasına pek muhterem Kader neden izin verdi? Sonuçta hayat için bir ya da 1 milyon insanın ölmesi kişi bazında aynı oranda ciddi. Kaito da aynı o diğer kız gibi bu sefer kaderin kendisine hazırladığı başka bir ölüm snaryosuyla ölecekti, Hiro onu kurtarsaydı.
Devam edelim.. Bu sezonda da yine NewYork'ta, bu defa virüs salgını yüzünden milyonlar ölecek. Ve bizim kahramanlar yine buna engel olmaya çalışıyor. Dizinin tutarlılığı açısından anlıyorum ki, kader bu ölmesi gereken milyonlar için gecikmiş bir ölüm senaryosunu devreye sokuyor. (Aynı Final Destination filmindeki mantıkla.) Ölmesi gereken herkes mutlaka ölecek.
İnsanı düşündürüyor... Kahramanlara kahraman özellikleri veren süper güçleri onlara bahşeden evrim, doğa. Yine bu insanları kullanarak, dünyadaki bozulan dengeyi sağlamak için, insanları azaltma yoluna gidiyor. (ilk sezonda soğurduğu güçlerle baş edemeyen peter'ın patlaması sonucu sıradan insanlar ölecekti, bu sezonda ise shanti adlı bir kızın -sıradan olmayan- kanının ürettiği bir virüsü yine süper gücü olan Adam'ın yayması sonucu ölecek insanlar)
Doğa evrimi kullanarak kendi eliyle başkalaştırdığı insanlar aracıyla, artık eskimeye başlayan evrimleşmemiş insanları ortadan kaldırıyor, yavaş yavaş. Milyon milyon. Amacı belki de tüm sıradan insanları ortadan kaldırıp, süper güçlere sahip süper bir ırk oluşturmak. Böylece gereksiz fazlalıklardan da kurtulmuş olacak..
Geçen gün kaliteli genlerin oluşumuyla ilgili bir arkadaşımla tartışıyordum. En kaliteli genlerin, birbirine en uzak ırkların birleşmesiyle oluşan melezlerde olduğunu konuştuk. Aynı ırktan gelen iki insanın çocuğunun, farklı ırksal kökeni olan insanların genlerinin çarpışmasıyla oluşan çocuktan çok daha güçsüz, savunma sisteminin çok daha zayıf, hastalıklarla başetme gücünün çok daha az olduğu bugün bilimsel bir gerçek. Melezler daha güzel, daha akıllı, daha güçlü, daha dayanıklı. İzlediğim bir belgeselde, A ırkından gelen bir insana kendi ırkından gelen 5 erkeğin ve bir de tamamen farklı ırktan gelen bir erkeğin ter kokuları koklatılıyor ve en arzu uyandıran kokunun hangisi olduğu soruluyor. Kadın kendi ırkından gelen erkeklerin kokusunu hiç çekici bulmazken, kendisinden tümüyle farklı genetik özelliklere sahip erkeğin kokusunu seçiyor.
Buradan şunu anlayabiliyoruz, doğa bizim kaliteli geni oluşturmamızı teşvik edici iç güdüler vermiş bize, demek ki en sağlıklı olanın yaşamasını istiyor. Mantıklı.
Ama bu mantık, biraz düşününce beni ürpertti. Tanrı dünyanın farklı noktalarında birbirinden tümüyle farklı genetik özelliklerde insanlar yaratmış. Sonra da bu insanların birbirleriyle temasa geçmesi için içgüdü vermiş. Demek ki planı zaman içerisinde en kaliteli genler oluşana kadar insanları birbirleriyle temas halinde bırakmak, ve ardından da -zamanla yaşlanıp bizler öleceğimize göre- dünyada mükemmel olan kendisine en yakın insan ırkının oluşması. Böylece ne ırksal savaşlar kalacak, ne katliamlar.
Tek bir "mükemmel ırk" tek bir sistem,
Dünyanın efendileri.
Heroes dizisi Tanrı'nın planını eğlenceli şekilde ele almış, bu açıdan bakıldığında orjinalliğini gözümde yitirmiş bir dizi.

Hiç yorum yok: