24 Temmuz 2007 Salı

Kendinin Doktoru


Hayata Dair, Bugünler…

Hayatımdaki her şeyi düzene sokmak adına, bir hevesle spora başladım. Biliyorum ki davranışlarını değiştirmeden tutumunu değiştiremezsin. İlk zamanlar spora ayırmak istediğim zaman dilimini –iş sonrası saatlerimi- hayatımdan çalmak isteyen milyon tane ıvır zıvır şey olduğunu fark ettim ve boş olduğunu sandığım hayatımın pek de boş olmadığını fark ettim. Kendimle ilgili ilk teşhisim, kafamda gerçekleştirmeyi düşündüğüm şeyleri yapmadığım sürece hayatımdaki kalan her şeyi aşağılama eğiliminde olduğum. Bu, kendime yapılan bir haksızlık mı, tembelliğimin haklı sonucu mu karar veremedim. Zaman kaybediyorum.

Bulmam lazım. Önce zaman bulmam lazım. Bir arkadaşım “yeni insanlar” bulmamı tavsiye ediyor. Yeni eş dost arkadaşlar.. Haklı olduğuna karar verip, önceliği kendime verdim. Önce kendimi bulacağım. Arayanın bir yüzü, ortaya çıkmayanın…

Ne kadar kötü durumdaysa o kadar rahat davranmalı insan. Kendi kendinin doktoru olacaksın J Mesela son 3 haftadır her sabah taksiyle gidiyorum işe. On katı fazla para (tam on), her sabah. Ama boş versene, otobüste yer bulamayınca üstüme gelen asabiyet bulutlarını yaşamamaya değer! Sonra, bana indirimli gelen bir markadan, maaşımın 2 katı tutarında kozmetik malzemesi aldım. Nasıl iyi geldi, nasıl.. Bankadan 2 defa kredi çektim, hiç dokunmadı, pek mutluluk verdi. İşin kötüsü tam bir promosyon canavarına dönüştüm. Evden deterjan almak için çıkıp, abartmıyorum, yanında kenarında köşesinde “indirim” ya da “bir alana bir bedava” gördüğüm her temizlik ürününden aldım! Renkliler için domestos ultra 4 kg alana 4 kg BEDAVA, kosla oxy beyazlar için %20 EXTRA, vernel 8kg’larda İNDİRİM, Tursil bembeyazlar için migroscard İNDİRİMİ… Bunlar ilk adımda aklıma gelenler. Çeşit çeşit ev kokuları ve aptal aparatlarını, ya da klozetin 3 ayrı tarafına takılabilen şu hijyen budalalığı ürünler ile, bi de rezervuara atılan mavi toplardan avuç avuç aldığımı saymıyorum. İndirimli kireç sökücüler, parlatıcılar, ah’lar of’lar.. Her şey. Ohh ne güzel harcadım.

İhtiyacımız olan neydi?
Deterjan.
Suçlu kim, bilemedim.

Soğuk su içirip kısılmasını sağladığım içseslerden biri kırçıllı sesiyle fısıldıyor:
“-Şu parayı akıl doktoruna verseydin ya, akılsız…”


Hiç yorum yok: