15 Ekim 2008 Çarşamba

Akhilleus ve Kaplumbağa

İki avuç içi kadar tabir edebileceğim yerde, akvaryumda yaşayan kaplumbağalarımın karakteristik özelliklere sahip olması beni her geçen gün daha da şaşırtıyor. Akhilleus bir bucuk yaşında artık. Geçen sene işyerimde kaybolmuş ve 2 hafta sonra kabloların arasında ortaya çıkmıştı. Aç susuz geçirdiği günlerde inatla yaşamaya direnmesi, yaşam mekanizmasının ve asabi yapısının ölüm karşısında aldığı inatçı duruşun bir göstergesiydi. Çok güçlüydü.

Sıkılmasın diye yanına zaman zaman başka yavrular aldım (Paris, Kibele, Athena) ve hepsini doğal seleksiyon sürecinde kaybettim. En son İnsula katıldı yanına.

Akhilleus, zamanında geçirdiği travmanın da etkisiyle sanıyorum, yem gökten yağmaya başladığında, insulayı kenarlara itip bütün yemleri kendisi yerdi. Ama ciddi ciddi, fiziksel irilik avantajını da kullanarak ite kaka tek bir yem bile bırakmazdı. İlk başlarda gülüp geçiyordum, doğal ortamlarında nasılsa dengelerini bulurlar diyordum, fakat aradan geçen aylarda Akhilleus serpilmeye devam etmesine rağmen insulanın gelişemeyişi dikkatimi çekip rahatsız etmeye başlamıştı beni. Henüz harekete geçmemiştim.

Bir gün yine yem zamanları geldi ve yeteri miktarda verdim, tam arkamı dönüp uzaklaşmak üzereydim ki, inanamadığım bir sahneyle karşılaştım. Akhilleus yemlere hırsla yüzüp yemeye çalışırken, oralı bile olmayan İnsula Akhilleusun bir bacağını yakalayıp resmen çenesini kilitledi. Yemler yanında yüzüyor, fakat itibar etmiyordu. Akhill önce hiç umursamadı bu durumu. Yemlere yüzmeye devam etti. Fakat bir şeylerin ters olduğunu da fark etti. Isırılan bacağını şöyle bi silkelemeye çalıştı, olmadı. İnsula bu defa kararlıydı. Ayağını cama vurdurup insulayı sersemletmeye çalıştı Akhill, olmadı. Kontrol insuladaydı artık. Sanıyorum epeyi debelendiler.

Şuanda mı? İnsula inanılmaz bir hızla büyüyor. İnanamıyorum.

Buralara nereden geldim..Vizyona girecek bir film adından. Film aslında Zenon'un; kaplumbağayla yarışa kalkan Akhilleus'un ona hiçbir zaman yetişemeyeceğini ileri süren paradoksunun film genelinde Ressam ve Akhilleus özdeşliğiyle (ressam da çağdaş resim akımını yakalayamıyor) ele alınmasıyla metaforlaştırılmış, eğlenceli olduğu iddasında bir film. Tabi kaplumbağam ve adı akhilleus olunca..

Akhilleus ve Kaplumbağa.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

demek ki neymiiiiş???
Sana her türlü haksız davrananın bacağını ısırcan!!!

:)