16 Ekim 2008 Perşembe

Ahkam

Korku sinemasının psikanalitiği (yanda bir yerde linki var) kitabı beni psikanalizden soğuttu. Ayrıca eskiden korku filmi izlerken ne güzel korkuyordum. Şimdi o da geçti, beynimde diyaloglar oluşuveriyor: “o tabutu oraya koyduğuna göre ey yönetmen, şimdi sen benim bilinçdışımdaki hedeye oynuyorsun. Anlıyorum. Peki o kapı? Çocukluk döneminde genital organların keşfine denk gelen ve açıldığında cinselliğin getirdiği tüm kötülüğü simgeleyen o kapı? Hmm..”

Osya ben sinemanın düşsel olarak işlevini yerine getirmesini ve hiçbir mana-anlam sorgulamasına girmeden, kendimi dönüştürülmüş şekilde bulduğum kurgu aracılığıyla arzularımı doyurmasını istiyorum. Budur. Freudyan oldu ama.. napayım.

Hiç yorum yok: